Orlando:
Romanın isimsiz kahramanı, I. Elizabeth'in saltanatı sırasında İngiltere'de erkek
bir soylu asker olarak doğmuştur. 30 yaşındayken gizemli bir cinsiyet değişikliği
geçirir ve 300 yıldan uzun bir süredir, yaşlanmadan, yaşlanmadan modern zamanlara
uzanır. Bir genç çocuk olarak, yakışıklı Orlando, yaşlı kraliçenin "favorisi" olur.
Onun ölümünden sonra, Rusya büyükelçiliğinin maiyetinde, utanmaz ve biraz vahşi
bir prenses olan Sasha'ya derinden aşık olur. 1608'de her yeri etkisi altında alan
büyük kış sırasında donmuş Thames Nehri üzerinde düzenlenen kutlanan Buz Fuarı'nda
Sasha ile birlikte olur. Sonrasında buzlar erir, Sasha kaldığı gemide bir başka Rusla
beraber olur ve Rusya'ya geri döner. Yalnız kalan Orlando, gençliğinde başlatılan ve
terk edilen uzun bir şiir olan "Meşe Ağacı"'nı yazmaya geri döner. Orlando'nun
yazdığı yazıyla hata bulmaya çalışan hırslı bir eleştirmen olan Nicholas Greene'i
yaşadığı görkemli evinde misafir eder ve eğlendirir. Daha sonra Orlando, Sevgi ve
yaşamı düşündüğü bir dönem sürdürür ve evinde cömertçe herkesi ağırlar.
O sırada kraliçe onun için bir eş olarak Archduchess Harriet'i seçer. Ancak onunla
olmak istemeyen Orlando ülkeden kaçmak için bir yol arar. Sonunda Kral II. Charles
tarafından Konstantinopolis Büyükelçisi olarak atanır. Orada keyfi yerindedir.
Bu şehrin zenginlerinin ve asillerinin evlerinde ve saraylarda yaşar. Ancak bir gün
yaşanan sivil huzursuzluk, ölümcül bir isyan gecesine dönüşür. O gece biraz da içkinin
etkisiyke uzun bir uykuya dalar. Uyandığında ise bir kadına dönüştüğünü fark eder.
Kişiliğe ve aklı eskisi gibidir ama bedeni bir kadın bedenidir.
Bu değişim Orlando'yu şaşkına çevirse de yapacağı başka bir şey yoktur. Orlando'nun
biyolojik olarak kadın olmasına rağmen sık sık tutum ve davranışları hem erkek, hem de
kadın gibidir. Orlando, orada son gece tanıştığı bir Çingene grubunun şefi tarafından
kaçırılır ve isyancılar onu ele geçirmeden Konstantinopolis'ten ayrılır. Onu kaçıranlar
bir süre farklı şehirlerde onu dolaştırır, bu sırada Bursa'ya giderler ve bir süre orada
yaşar. Uzunca bir süre onların yaşam tarzlarına uyar. Bir fırsatını bulur ve İngiltere'ye
geri dönen gemiye biner ve kadın kıyafetleri ile yolculuk eder. Bu sırada gemide neredeyse
bir denizcinin ölümüne yol açacak bir olay sırasında kadın olmanın anlamını ve büyüklüğünü
fark eder. "Tanrıya şükür bir kadınım" diyerek halinden memnun olur. İngiltere'ye geri
döndüğünde, Orlando kendini önce bir erkek olarak, Arşidük Harry diye ortaya koysa da.
Kendine yapılan evlenme tekliflerini reddeder. Hem erkek hem de kadın olarak dönüşümlü
biçimde iki cins olarak yaşamını sürdürür. Ancak atalarından kalan evin mülkiyetiyle
ilgili bir sorun ortaya çıkar. Çünkü yapılan bir yargılama sırasında artık bir "Lady"
olduğu tescil edilir. Bunun üzerinde bir deniz kaptanı olan Marmaduke Bonthrop Shelmerdine
ile evlenir. Ancak kocası uzun bir yolculuğa çıkar. Sonra zaman değişir ve 1928'de, dünyaya
geldikten üçyüzelli yıl sonra "Meşe Ağacı" şiiri yayınlanır ve bir ödül kazanır. Roman,
Orlando'nun kocasının gemisi geri dönerken sona erer ve başarısının ardından, onu karşılamak
için acele eder. Yapıt Orlando’nun kocası Shel'e kavuşmasıyla mutlu bir sona erer. Gecenin
tam on ikisinde, Orlando, tepesinde, ay ışığında bir uçak görür ve bu uçağın pilotunun kim
olduğunu anlar.
Kendine Ait Bir Oda:
Aslında Virginia Woolf'un uzun bir makalesi olan kitap ilk olarak 24 Ekim 1929'da yayınlanmıştır.
Makale, New York College'e bağlı Girton Koleji'nde ve Cambridge Üniversitesi'ndeki iki kadın kolejinde
Ekim 1928'de verdiği bir dizi konferansa dayanır. Kitap hâline getirildiğinde genişletilmiş ve kurgulanmış,
kurgusal bir anlatıya dönüştürülmüştür. Kitap içinde tartıştığı konu kadınların yaşamı ve edebiyatla
ilişkileridir. Buradan yola çıkarak kadınların hem kurgu yazarı hem de kendinde bir özgür karakter
olarak kendilerini keşfetmelerini amaçlar. Konuşma kitap hâline gelmeden önce, 1929 Mart'ında Forum'da
yayınlanır.
Makale genel olarak feminist bir metin olarak görülür ve erkeklerin egemen olduğu bir edebi yapı
olduğunu, bunun içinde yer alan kadın yazarların ya erkekleri taklite ettikleri, ya da bu alandaki
erkek egemenliğine itiraz etmedikleri için bulunabildiklerini, bir bölümünün de sadece bir figüratif
kimlik olarak varolduklarıı belirtir. Bunun değişmesi için kadınların ekonomik özgürlüklerinin olmasını
ve kendileri olabildikleri bir mekâna sahip olmaları gerektiğini vurgular.
Biyografisi:
Virginia Woolf 25 Ocak
1882'de Londra'da dünyaya gelen Virginia Woolf, Victoria devri'nin
tanınmış yazarlarından Sir Leslie Stephen'ın kızıydı. Annesi ve babası daha önce başkalarıyla
evlenmişler, dul kaldıktan sonra ise bir araya gelmişlerdi. Her ikisinin de ilk eşlerinden çocukları
vardı. Sir Leslie Stephen'ın ilk eşi, ünlü romancı William Makepeace Thackeray'nın kızıydı.
Thackeray'nın eşi akıl hastası olduğundan, Leslie Stephen'ın bu kadından olan kızı Laura,
anneannesine çekmiş, yirmi yaşında bir akıl hastahanesine kapatılmıştı. Virginia'nın annesi Julia
Duckworth ile Leslie Stephen'ın beş çocukları oldu. Yaş sırasıyla Vanessa, Julian, Thoby, Virginia
ve Adrian. Virginia on üç yaşındayken annesi ansızın ölmüştür. Woolf, o yıllarda kadınların ikinci
planda kalması nedeni ile okula gönderilememiş fakat babası yardımı ile kendini geliştirmiştir.
Kızkardeşi Vanessa Bell daha küçük bir yaşta iken bir ressam olmaya, Virginia Woolf ise bir
yazar olmaya karar verir. Kendisini babasının kütüphanesinde geliştiren Virginia Woolf, 1895'de bir
gazetede kısa hikâyelerini yayınlatır. Özellikle, Viktorya tarzı yaşamaya karşı olan Virginia Woolf,
yazılarında da bundan bahseder. 1904'te babasının ölümünden sonra kardeşleriyle Bloomsbury'ye taşınması
ise hayatında ciddi bir dönüm noktası olmuştur. Bloomsbury grubu içinde birçok ünlü edebiyatçıyı
barındıran ve cinsel konulardaki özgürlükçü tavırlarıyla tanınan bir grup entelektüelden oluşuyordu.
Grupta bulunan birçok kişi eşcinsel ya da biseksüeldi. İnsanlar onları etik bir grup olarak görüyorlardı.
Grupta John Maynard Keynes, E. M. Forster, Roger Fry, Duncan Grant ve Lytton Strachey gibi ünlü kişiler
vardı. Woolf, 1909'da bir süreliğine Lytton Strachey ile nişanlanmıştır.
Virginia Woolf 1912 yılında Leonard Woolf ile evlenmiştir. Evlilikleri cinsel açıdan yeterli olmasa da,
Virginia Woolf için çok önemli olmuştur. Leonard Woolf eşi için bir basımevi kurmuştu ve bu da Virginia
Woolf'un yazdığı kitapları yayımlatması için bir fırsat olmuştu. Perde Arası romanını yazdığı sıralarda
artık kendini yeterince yetenekli hissetmiyor, yeteneğini kaybettiğini düşünüyordu. Her gün savaş korkusu
ve yeteneğini kaybetmenin vermiş olduğu stres, dehşet ve korku sonucu ruhsal bunalıma girmiş, 28 Mart 1941’de
içinde bulunduğu duruma daha fazla dayanamayıp evlerinin yakınlarında bulunan Ouse nehrine ceplerine taşlar
doldurarak atlayıp intihar etmiştir.
Virginia Woolf, birisi kardeşi Vanessa Bell'e diğeri ise kocası Leonard Woolf'a olmak üzere iki
intihar mektubu bırakmıştır. Bunlardan eşine bıraktığı mektupta şöyle demektedir:
"Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. O korkunç yeniden yaşayamayacağımı hissediyorum.
Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak
gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç
hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak
gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu
sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki,
yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları
herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece
sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha
düşünemiyorum." (18 Mart 1941)
Yapıtları:
Dışa Yolculuk (1915),
Gece ve Gündüz (roman-1919),
Jacob'un Odası (1922),
Mrs. Dalloway (roman, 1925),
Deniz Feneri (roman, 1927),
Orlando: Bir Yaşamöyküsü (roman, 1928),
Dalgalar (roman, 1931),
Yıllar (1937),
Kendine Ait Bir Oda (1929),
Londra Manzaraları (1931),
Flush, Bir Köpeğin Romanı (1933),
Üç Gine (Roman, 1938),
Perde Arası (Roman, 1941),
Virginia Woolf'un Günlükleri,
Pazartesi ya da Salı (Öyküler, 1921)
Yazar ve kitapla ilgili yazılar:
* " 'Kendine Ait Bir Oda' ama nasıl?"
Şule Tüzül, Edebiyathaber.net, 05.11.2015
* "Bu Dünyadan Virginia Woolf Geçti/"
Şule Tüzül, Edebiyathaber.net, 29.03.2012
* "Bir Yazarı Tanımak"
İlknur Özdemir, Artfulliving Bloğu,
* "Virginia Woolf, Orlando ve İstanbul"
Zeynep Z. Atayurt, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2011
* "Virginia Woolf'un Mrd. Dalloway adlı eserindeki üslubun incelenmesi"
Ferah Sarıkaş, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2005,
* "Bir yeni roman uyarlaması olan 'Saatler' filminde metinlerarasılık ve göstergelerarasılık"
Seda Aktaş, İstanbul Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Tez), 2011
* "Virginia Woolf’un Orlando’sunda Cinsiyet Dönüşümü"
Fulya Çelik, Cyprus International University, folklor/edebiyat, cilt:21, sayı:84, 2015/4
*"Hem Kont Hem Kontes"
Cana Yalçın, K dergisi, Sayı: 47, sayfa: 20-23; 24.08.2007
(Okumak için fotoğrafların üzerine tıklayınız>
Bağlantılar:
"archive.org sitesi"
Yazarın yapıtlarının orijinallerine erişilebilmektedir.
"Vikipedi'deki sayfası"
İngilizce vikipedi sayfasının google çevirisi