Amok Koşucusu

Bu novela ilk kez 1922 yılında yayınlanmıştır. Türkçe olarak ilk yayınlanması ise 1954 yılında Varlık Yayınları tarafından yapılmıştır.
Bu öykü anlatıcının bir vapur yolculuğu sırasında karşılaştığı kendisini gizleyen gizemli bir kişinin anlattığı bir öykü olarak "öykü içinde öykü" biçiminde kaleme alınmıştır. Gemideki kamarasında oturmaktan sıkılıp geminin gizli ve insanların göz önünde bulunmayan bir kısmını keşfeder öyküyü anlatan yolcu. Denizi, gökyüzünü izlerken orada yalnız olmadığını fark eder. Kısa bir sürelik çekingenlikten sonra ikisi arasında koyu bir sohbet başlar ve arkadaş olurlar. Sonra gelen diğerine kendisiyle karşılaştığını kimseye söylememesini hattâ hissettirmemesini ister. Eğer böyle davranırsa yaşadıklarını anlatacağını ve merakını gidereceğini söyler. Bu adam aslında bir doktordur. Avrupa'ya çok uzak, Asya'nın doğusunda bir kolonideki küçük bir kasabada doktorluk yapmaktadır. Bir gün güzel ve zengin bir kadın ona başvurur, kendisiyle konuşmak istediğini söyler. Doktor onu dinler. Doktora, kocasından olmayan bir bebeği karnında taşıdığını ve bu bebeği kimse duymadan aldırmak istediğini, bunu yapacak olursa karşılığını ödeyeceğini söyler. Ancak doktor bu işlemin yasal olmadığı için, kadının talep ettiği tıbbi müdahaleyi yapmayacağını söyler. Kadın çok dil dökse de doktor diretir. Gururu incinen kadın çaresiz kaldığında doktora sert bir şekilde bağırır. Doktor onun bu tavrına çok kızsa da bir kadının boyun eğmeyişliğini görür ve içinde ilk defa bir kadına karşı böyle belirsiz duygular hisseder. O diğer kadınlardan gerçekten çok farklıdır. Kadın kapıyı çarpıp çıktıktan sonra peşinden koşup onu yakalamaya çalışır. Ancak onu elinden kaçırır. Ona yardım etmediği için kendini çok suçlu hisseder. Günlerce her yerde arar ve inanılmaz derecede kimseye benzemeyen ve çok farklı olan bu asil kadına büyük bir aşk hisseder. Kadının yaşadığı yere gider, ona yardım etmek istediğini ve o bebekten kurtulması için elinden geleni yapacağını söyler ancak bu defa da bunu kadın kabul etmez. Çünkü doktora artık güvenmemektedir. Sırrının açığa çıkaracağını ve bundan dolayı da itibarının zedeleneceğini düşünür. Doktor ise ne yapıp edip ona yardım etmeye kararlıdır. Kadının bulunduğu yerde kalmaya ve oraya tayin istemeye karar verir. Böylece sürekli olarak onun yanında olabilecektir. Kadın ona güvenmediği için gerçekte hekim olmayan bir kadına bebeğini aldırır. İşler ters gider ve hem çok kan kaybeder, hem de ciddi bir enfeksiyon gelişir. Doktor durumunu öğrenince yanına gider ama kadın ölmek üzeredir. Doktordan sırrını saklamasını ve ölüm nedenini kimsenin öğrenmemesi için elinden geleni yapmasını ister. Tam o sırada kadının kocası gittiği iş seyahatinden dönmüştür bu olağan dışı ölümden şüphelenir ve cesedi otopsi incelemesi yaptırmak için gemiyle Avrupa’ya göndermeye karar verir. Doktor ise o sırrı korumak adına mesleğini, parasını, her şeyini geride bırakır. O gemiye binip tabuttaki kadının cesedini otopsiye gitmeden kaçıracaktır. Kendini bu yaptıklarından dolayı bir Amok Koşucusu'na benzetir. Malezyalılarda görülen bu durum bir çeşit sarhoşluk ve çılgınlık hâlidir. İklimle de ilgisi olduğu düşünülen, bazı yerlilerin içkiden ve öfkeden gözünün dönmesi, delice saplantılara kapılması, ansızın ayağa kalkıp, elindeki bir bıçakla sokağa fırlayıp, koşmaya başlaması, nereye gittiğini bilmeden sürekli koşması ve yoluna çıkan insan ve hayvanlara saldırması, akan kanla çılgınlığının artması, ağzının kuduz köpekler gibi köpürmesi ve uluması, koşması, koşması şeklinde özel bir insan hâlidir. Amok koşucusu bir yandan da acı acı haykırarak, kimsenin duruduramayacağı şekilde korkunç koşusunu sürdürürü. Bunu bilen insanlar o gelirken çevredekileri uyarmak için deli anlamına gelen 'Amok! Amok!' diye bağırırlar ve herkes kaçışır. O ise bunların hiç birini duymadan koşar, görmeden koşar, önüne çıkanı devirir. Sonunda onu ya kuduz bir köpeği vurur gibi vurup öldürürler ya da bazen ağzından köpükler çıkararak yere yığılıp kalır ve bir daha da kalkamaz, orada kendiliğinden ölür. Bu çılgın insanlara "Amok koşucusu" denir. Doktor da tıpkı bir Amok koşucusu gibi çılgınca bu kadının peşinden koştuğunu söyler. Ertesi gece gemide bu olay duyulur. Bir tabutun kaçırılmaya çalışılırken denizin dibine çakıldığını, tabutla beraber çalanında denize düştüğü söylenir. Şüphesiz bu tabutla beraber denizin dibine düşen adam Amok koşucusundan başkası değildir.

* "Amok Koşucusu"
       Can Yayınları'nın sitesinde yer alan kitabın ilk 20 sayfasının pdf örneğinin bağlantısı

 Satranç

Bir uzun öykü ya da novela sayılabilecek bu eser Stefan Zweig'in 1938-1941 yılları arasında yazdığı son hikâyedir. İlk kez Buenos Aires'te 1942 yılında yayınlanmıştır. Türkiye'de ise ilk kez 1997 yılında Can Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Kitap önceki hikâyede olduğu gibi bir geminin limandan hareket etmesiyle başlar. Gemide ünlü santranççı, dünya sampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadır. Hikâyede önce onun gelişimi ve şampiyonluğa kadar giden yaşamı anlatılır. Babası o çok küçükken bir kaza sırasında ölür. Bir peder onu acıyarak himayesine alır. Mirko pek konuşkan, insanlarla ilişkiye giren bir çocuk değildir. Okula gönderilirse de dersleri kötüdür. Asi bir çocuk da değildir. Ona ne denilirse onu yapar. Bir rastlantı sonucu satranç konusundaki yeteneği kesfedilir. Ardından çok hızlı bir şekilde yükselir ve Altı ayda satrançla ilgili bütün teknikleri öğrenir. Ama hayalgücü yetersizdir. Oyunu kafasında canlandıramaz bile. Czentovic 18 yaşında Macaristan, 23 yaşında da dünya sampiyonu olur. Onu Napolyon veya Hanibal'e benzetir yazar. Satrançta başarılı oldukça insanlara yüksekten bakma hastalığı da giderek artar. Czentovic aslında satrançtan baska bir seyle ilgilenmeyen cahil bir adamdır. Tek konuştuğu tek tük de olsa kendi gibi köylülerdir. Satrançta kazanmayı kendi dünyası yapar. Başardıkça ukalalığı artar, yaşamını bu işten para kazanmaya göre programlar. Hikâyenin kahramanı, arkadaşının uyarması sonucu onu farkeder ve tanışmak, belki de bir oyun oynamak için çaba gösterir. Bu denemeler sırasında olayların akışı kontrol edilemez bir gelişme gösterir. Şampiyonla bir maç yapmak için tanıştığı arkadası McConnor yenilgi tanımayan hırslı bir adamdır. Sahip olduğu parası sayesinde Czentoviç'i ikna eder. Birkaç kez yenildikleri serinin son maçında, birden bir el oyuncunun kolunu tutar ve ona doğru hamleyi söyler. Bu hamle daha önce yaşanmıs bir trajedinin ürünüdür. Hitler zamanında yapılan işkencelerin bir çeşidi de bu kişiye yapılmıstır. Bu kişinin adı "Dr. B"dir ve o İkinci Dünya Savası sırasında bir suçlama nedeniyle kapatıldığı bir otel odasında tesadüfen çaldığı bir satranç kitabını okuyarak tümüyle ezberlemiş ve bu zaman içinde üstün bir satranç oyuncusuna dönüşmüştür. Onun bu hamleri dünya şampiyonunun karşısına çıkmasına neden olur. Onunla yaptığı karşılaşma hikâyenin konusunu oluşturur.

* "Satranç"
       Can Yayınları'nın sitesinde yer alan kitabın ilk 20 sayfasının pdf örneğinin bağlantısı

Stefan Zweig Biyografisi:
Stefan Zweig Roman, öykü, tiyatro, deneme, şiir, seyahat, anı türlerinde yirmiden fazla eser vermiştir. Biyografi ustası olarak tanınır.[1] 1920'li ve 1930'lu yıllarda Alman dilinin en çok okunan yazarları arasında olan Zweig'in kitapları milyonlarca baskıya ulaşmış ve elliyi aşkın dile tercüme edilmiştir. 1933'te eserleri Naziler tarafından yakıldı. Bu olaydan sonra ülkesini terk eden Zweig, 1941'de Brezilya'ya yerleştikten sonra 22 Şubat 1942'de karısı Lotte Altmann ile birlikte intihar etmiştir. 28 Kasım 1881 yılında Habsburg İmparatorluğu'nun başkenti Viyana'da varlıklı ve kültürlü bir Yahudi ailenin çocuğu olarak doğdu. Babası bir tekstil sanayicisi olan Moritz Zweig, annesi ise İtalyan Yahudisi bankacı aileden gelen Ida Brettauer idi. Ailenin ikinci oğlu olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı; İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almancaya çevirdi.
1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwalior, Kalküta, Varanasi, Yangon ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya şair Émile Verhaeren'in yanına gitti. I. Dünya Savaşı başlayınca Belçika'dan Viyana'ya döndü; gönüllü olarak orduya katıldı. 1914-1917 arasında Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Zweig başlangıçta bir gazeteci ve yazar olarak savaşı desteklemişti ancak Galiçya'ya gidip cephedeki acılara bizzat tanık olduktan sonra savaşın anlamsızlığını kavrayarak pasifist bir tutum sergilemeye başladı. 1916 yılında yayımlanan "Babil Kulesi" (Der Turm zu Babel) ve 1918 yılında yayımlanan "Zorlama" (Der Zwang) bu dönemin ürünü savaş karşıtı yazılarındandır. Dönemin trajedisini, cephede yaşanılan acıları "Yeremya" (1917) adlı oyun ile anlatmaya çalıştı. "Yabancı Ülkedeki Dostlarıma" başlıklı bir açık mektup yayımlayarak savaşı kınadı.
Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, iki çocuklu bir hanım olan Frederike Von Winternit ile evlendi. Yaklaşık yirmi yıl Salzburg'da yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yılları oldu. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllarda villasında pek çok eser verdi. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig önce Balzac, Dickens ve Dostoyevski üzerine (1920), ardından Hölderlin, Kleist ve Nietzsche üzerine (1925) bir inceleme yazmıştır. Casanova, Stendhal ve Tolstoy üzerine incelemesi 1928'de yayımlandı. Zweig ayrıca Verhaeren, Desbordes-Valmore ve yakın dostu Romain Rolland üzerine kitaplar yazdı. Tarihsel kişilikleri ve bilim insanlarını inceleyen eserler verdi. Yazar, çalışmalarıyla Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti.
Ülkede Hitler öncülüğündeki Nasyonal Sosyalizm egemen olmaya başladığında Yahudi asıllı bir yazar olan Zweig kara listeye alındı. 1933'te, Nazilerin ideolojileriyle bağdaşmaya kitapları meydanlarda ateşe verdikleri törenlerde yakılan kitaplar arasında Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve Londra'ya yerleşti. Bu esnada "Rotterdamlı Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi" adlı eseri yayımladı. Zweig, kendini Londra'da da rahat hissedememiş ve 1939'da Bath'e taşınmıştır.
1937'de ilk eşi Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında astım hastası bir Yahudi genç hanım olan sekreteri Lotte Altmann ile gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da Lotte Altmann'dan etkilenerek yazdığı "Sabırsız Yürek" adlı romanı yayımlandı ("Tehlikeli Merhamet" ve "Acımak" adlarıyla da basımları bulunur). Zweig, 6 Eylül 1939'da Altmann ile İngiltere'nin Bath şehrinde evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi; Hitler'in ordularının batıya doğru ilerleyişi üzerine eşi ile Avrupa'dan ayrıldı; sırasıyla New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Aralık'ta Newyork'a geri dönerek "Amerigo-Tarihi Bir Hatanın Öyküsü" adlı kitabı yazmaya başladı. 1941'de "Brezilya-Geleceğin Ülkesi" isimli kitabı yayımlandı. Bu kitabın yayımlanmasından sonra Brezilya'ya yerleşme karar verdi.
Brezilya'da Petropolis kentine yerleşen Zweig, ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Eserde II. Dünya Savaşı'nın yol açtığı insan kıyımında ruhsal baskılara maruz kalan bir insanın duygularını, tepkilerin anlattı. 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı; bu sırada en önemli yapıtlarından biri olan "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı kitabını kaleme aldı. Anı niteliğindeki bu eser, 1900'lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını fark ettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür.
Avrupa'nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'nun Petropolis kentindeki evinde, karısı Lotte ile birlikte uyku hapları içerek intihar etti. Buna Hitler'’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha var olmayacağı düşüncesi neden oldu. Petropolis'te devlet cenaze töreni ile defnedildi. Petropolis'teki evi müzeye dönüştürülmüştür. Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.

Bütün eserleri (orijinal isimleri ile)
Edebiyat: Forgotten Dreams, 1900 (Original title: Vergessene Träume); Spring in the Prater, 1900 (Original title: Praterfrühling); A Loser, 1901 (Original title: Ein Verbummelter); In the Snow, 1901 (Original title: Im Schnee); Two Lonely Souls, 1901 (Original title: Zwei Einsame); The Miracles of Life, 1903 (Original title: Die Wunder des Lebens); The Love of Erika Ewald, 1904 (Original title: Die Liebe der Erika Ewald); The Star Over the Forest, 1904 (Original title: Der Stern über dem Walde); The Fowler Snared, 1906 (Original title: Sommernovellette); The Governess, 1907 (Original title: Die Governante); Scarlet Fever, 1908 (Original title: Scharlach); Twilight, 1910 (Original title: Geschichte eines Unterganges); A Story Told In Twilight, 1911 (Original title: Geschichte in der Dämmerung); Burning Secret, 1913; Fear, 1920 (Original title: Angst); Compulsion, 1920 (Original title: Der Zwang); The Eyes of My Brother, Forever, 1922 (Original title: Die Augen des ewigen Bruders); Fantastic Night, 1922 (Original title: Phantastische Nacht); Letter from an Unknown Woman, 1922 (Original title: Brief einer Unbekannten); Moonbeam Alley, 1922 (Original title: Die Mondscheingasse); Amok, 1922 (Original title: Amok) – novella, initially published with several others in Amok. Novellen einer Leidenschaft; The Invisible Collection, 1925 (Original title: Die unsichtbare Sammlung); Downfall of the Heart, 1927 (Original title: Untergang eines Herzens"); The Invisible Collection see Collected Stories below, (Original title: Die Unsichtbare Sammlung, first published in book form in 'Insel-Almanach auf das Jahr 1927'); The Refugee, 1927 (Original title: Der Flüchtling. Episode vom Genfer See). Confusion of Feelings or Confusion: The Private Papers of Privy Councillor R. Von D, 1927 (Original title: Verwirrung der Gefühle) – novella initially published in the volume Verwirrung der Gefühle: Drei Novellen; Twenty-Four Hours in the Life of a Woman, 1927 (Original title: Vierundzwanzig Stunden aus dem Leben einer Frau) – novella initially published in the volume Verwirrung der Gefühle: Drei Novellen; Buchmendel, 1929 (Original title: Buchmendel); Short stories, 1930 (Original title: Kleine Chronik. Vier Erzählungen) – includes Buchmendel; Did He Do It?, published between 1935 and 1940 (Original title: War er es?); Leporella, 1935 (Original title: Leporella); Collected Stories, 1936 (Original title: Gesammelte Erzählungen) – two volumes of short stories:; 1. The Chains (Original title: Die Kette); 2. Kaleidoscope (Original title: Kaleidoskop). Includes: Casual Knowledge of a Craft, Leporella, Fear, Burning Secret, Summer Novella, The Governess, Buchmendel, The Refugee, The Invisible Collection, Fantastic Night and Moonbeam Alley; Incident on Lake Geneva, 1936 (Original title: Episode an Genfer See Revised version of "Der Flüchtung. Episode vom Genfer See" published in 1927); The Buried Candelabrum, 1936; Sabırsız Yürek, 1939 (Original title: Ungeduld des Herzens) novel; The Royal Game or Chess Story or Chess (Original title: Schachnovelle; Buenos Aires, 1942) – novella written in 1938–41,; Journey into the Past, 1976 (Original title: Widerstand der Wirklichkeit); Clarissa, 1981 unfinished novel; The Debt Paid Late, 1982 (Original title: Die spät bezahlte Schuld); The Post Office Girl, 1982 (Original title: Rausch der Verwandlung. Roman aus dem Nachlaß; The Intoxication of Metamorphosis);
Biyografiler ve tarihsel yazınlar: Béatrice Gonzalés-Vangell, Kaddish et Renaissance, La Shoah dans les romans viennois de Schindel, Menasse et Rabinovici, Septentrion, Valenciennes, 2005, 348 pages.; Emile Verhaeren, 1910; Three Masters: Balzac, Dickens, Dostoeffsky, 1920 (Original title: Drei Meister. Balzac – Dickens – Dostojewski. Translated into English by Eden and Cedar Paul and published in 1930 as Three Masters); Romain Rolland. The Man and His Works, 1921 (Original title: Romain Rolland. Der Mann und das Werk); Nietzsche, 1925 (Originally published in the volume titled: Der Kampf mit dem Dämon. Hölderlin – Kleist – Nietzsche); Decisive Moments in History, 1927 (Original title: Sternstunden der Menschheit. Translated into English and published in 1940 as The Tide of Fortune: Twelve Historical Miniatures); Adepts in Self-Portraiture: Casanova, Stendhal, Tolstoy, 1928 (Original title: Drei Dichter ihres Lebens. Casanova – Stendhal – Tolstoi); Joseph Fouché, 1929 (Original title: Joseph Fouché. Bildnis eines politischen Menschen) Now available as an electronic book; Mental Healers: Franz Mesmer, Mary Baker Eddy, Sigmund Freud, 1932 (Original title: Die Heilung durch den Geist. Mesmer, Mary Baker-Eddy, Freud) Now available as an electronic book.; Marie Antoinette: The Portrait of an Average Woman, 1932 (Original title: Marie Antoinette. Bildnis eines mittleren Charakters) ISBN 4-87187-855-4; Erasmus of Rotterdam, 1934 (Original title: Triumph und Tragik des Erasmus von Rotterdam); Maria Stuart ISBN 4-87187-858-9; The Right to Heresy: Castellio against Calvin, 1936 (Original title: Castellio gegen Calvin oder Ein Gewissen gegen die Gewalt); Conqueror of the Seas: The Story of Magellan, 1938 (Original title: Magellan. Der Mann und seine Tat) ISBN 4-87187-856-2; Amerigo, 1942 (Original title: Amerigo. Geschichte eines historischen Irrtums) – written in 1942, published the day before he died ISBN 4-87187-857-0; Balzac, 1946
Oyunları: Tersites, 1907 (Original title: Tersites); Das Haus am Meer, 1912; Jeremiah, 1917 (Original title: Jeremias);
Diğer eserleri The World of Yesterday (Original title: Die Welt von Gestern; Stockholm, 1942) – autobiography; Brazil, Land of the Future (Original title: Brasilien. Ein Land der Zukunft; Bermann-Fischer, Stockholm 1941); Journeys (Original title: Auf Reisen; Zurich, 1976); collection of essays;

Türkçede Yapıtları: Acımak (Varlık Yayınları, 1969); Yürek Çöküntüsü (Varlık Yayınları, 1970); Herkesin Dostu Anton (Varlık Yayınları); Dünün Dünyası (Can Yayınları, 1985); Bir Kadının Yirmi Dört Saati (Oda Yayınları, 1986); Yarının Tarihi (Can Yayınları, 1991); Kendileri ile Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin (1. Cilt) (İş Bankası Yayınları, 1991); Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski (2. Cilt) (İş Bankası Yayınları, 1991); Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy (3. Cilt) (İş Bankası Yayınları, 1991); Lyon'da Düğün (Can Yayınları, 1992); Yıldızın Parladığı Anlar (Can Yayınları, 1995); Karışık Duygular (Milliyet Yayınları, 1995); Satranç (Can Yayınları, 1997); Günlükler (Can Yayınları, 1997); Değişim Rüzgârı (Can Yayınları, 1998); Calvin'e Karşı Castellio ya da Köleliğe Karşı Özgür Düşünce (Çiviyazıları Yayınları, 1998); Fouche, Bir Politikacının Portresi (Can Yayınları, 1999); Tehlikeli Merhamet (Babil Yayınları, 2000); Amok Koşucusu (Can Yayınları, 2000; Cem Yayınları 2013); Amok (Varlık Yayınları, 1954); Balzac, Bir Yaşam Öyküsü (Kabalcı Yayınları, 2002); Magellan (Kabalcı Yayınları, 2002); Freud ve Öğretisi (Papirüs Yayınları, 2003); Yakıcı Sır (Evrensel Basın Yayın, 2004); Ruh Yoluyla Tedavi (İmge Kitabevi Yayınları, 2005); Amerigo (Can Yayınları 2005); Mektuplaşmalar (Yordam Kitap, 2007); Buluşmalar (Yordam Kitap, 2008); Rotterdamlı Erasmus,Zaferi Ve Trajedisi (Can Yayınları, 2008); Bir Kadının Yaşamından 24 Saat ve Bir Yüreğin Ölümü (Can Yayınları 2009); Clarissa (Can Yayınları, 2010);

Yazar ve kitapla ilgili yazılar:

* "Satranç"        dipnot kitap bloğu, 22.04.2015

* "Özgürlük ve Barışa Çağrı Stefan Zweig ve Eseri 'Dünün Dünyası Üzerine' "
       Gülperi Sert, 9 Eylül Ün. Sosyal Bilimler Dergisi, sayı:4, 2007

* "Stefan Zweig'in 'Acı Duygular' Adlı Romanında Özyaşam Öyküsünden İzler"
       Şenay Kaygın, Kafkas Ün. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 13, Bahar 2014, S:17-24

* "Satranç ve Faşizm"        Metin Boran, Evrensel Gazetesi, 04.02.2013,

* "Stefan Zweig: Geç kalmadan faşizmi durdurmak"
       George Prochnik, New Yorker Dergisi, 06.02.2017(Çev.: İlker Kocael)

Bağlantılar:
* "Stefan Zweig"     (Sayfa Almanca'dır)
* "Stefan Zweig"     (Sayfa Fransızca ve İngilizce'dir)